Laodikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan antik kentte keşfedilen Skylla grubu heykellerinin, bugüne kadar arkeoloji dünyasında bulunan ve orijinaline göre yapılan en erken eser grubu olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Şimşek, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Denizli’de “Geleceğe Miras Laodikeia Projesi” kapsamında keşfedildiğini duyurduğu “eşsiz ve renkli” Skylla grubu heykellere ilişkin gazetecilere bilgi verdi.
Proje kapsamında Batı Tiyatrosu sahne binasının restorasyon çalışmalarının devam ettiğini anlatan Şimşek, şu bilgileri verdi:
“Bu çalışmalarda pagan inancının sona ermesi ve Hristiyanlığın başlamasına bağlı olarak, sahne binasına ait heykellerin bir kısmının sağlam, bir kısmının da kırılarak loca altlarındaki dolgulara atıldıkları tespit edilmiştir. Bu heykellerden en önemlilerinin başında Skylla grubu yer alır. Dolgu içinde Skylla Canavarı grubunu oluşturan Skylla başı ve eli, Skylla’nın kasık etrafında yer alan vahşi köpeklerin saldırarak öldürdüğü Troia Savaşlarının Ithaka Kralı Akhalı kahramanı Odysseus’un gövdesi, arkadaşlarına ait birinin başı olan iki gövde üstü ile gemi pruvası ele geçirilmiştir.”
Prof. Dr. Şimşek, heykellerin barok stilde milattan önce 2. yüzyıl başlarında Rodoslu heykeltıraşlar Athanadoros, Hagesandros ve Polydoros tarafından yapıldığını aktardı.
Heykel grubunun arkeoloji dünyasında erken Roma dönemine ait tek kopyasının, 1957 yılında İtalya’nın batısında, İmparator Tiberius’ın villasının bulunduğu Sperlonga’da bir mağara önünde tespit edildiğini kaydeden Şimşek, şunları söyledi:
“Ancak bizim Laodikeia Batı Tiyatrosu’nda tespit ettiğimiz bu grup, özellikle de geç Helenistik erken imparatorluk, yani erken Augustus Dönemi’ne, milattan önce 27 ila milattan sonra 14’e tarihlenmekte olup arkeoloji dünyasında bu ana kadar tespit edilen en erken Helenistik dönem orijinine göre yapılan orijinal gruptur. Bugüne kadar arkeoloji dünyasındaki bulunan ve orijinaline göre yapılan en erken eser grubu olması bakımından çok önemli. Renkleriyle birlikte bu parçaları ortaya çıkarmış olmamız hakikaten bizi çok sevindirdi. Bu yönüyle de bu eserler şu anda arkeoloji dünyasında en erken ve böyle Homeros destanlarında, Odysseia destanında anlatılan önemli bir efsaneyi somut olarak arkeolojik verilerle bulduğumuz eserler olması bakımından çok önemli bir durum ortaya çıkarmakta.”
Prof. Dr. Şimşek, Skylla başında barok sanat işçiliğinin, kalitesi kalabilen orijinal boyalarıyla eşsiz olduğunu vurgulayarak, Skylla’nın elinde tuttuğu gemi küreğinde boyaların ve elin parmaklarının verilişinin mükemmel olduğunu belirtti.
Vahşi Skylla köpeğinin saldırdığı figürün yüzündeki acı ifadesinin çok gerçekçi ve kaliteli verildiğini dile getiren Şimşek, “Ayrıca figürün boyaları çok güzel korunarak günümüze kadar gelmiştir. Diğer taraftan vahşi köpeğin saldırarak ısırması çok gerçekçi yapılmıştır. Olasılıkla heykel grubu tiyatronun ikinci katında sergilenmiş olup bu yönüyle boyaları korunabilmiştir.” dedi.
Skylla hakkında
Homeros’un Odysseia Destanı’nda, Odysseus’un Troia Savaşları sonunda 10 yılda memleketine dönüşünde başından geçen olaylar içinde deniz canavarı Skylla ile olan karşılaşması önemli bir yer tutar.
Destana göre Skylla, Messina Boğazı’nda (İtalya kıyıları) pusuda bekleyen kadın başlı vücudunun alt kısmı çepeçevre vahşi köpeklerden oluşan bir deniz canavarıdır. Odysseus’un gemisi bu canavarın pusuya yattığı mağarasının önünden geçerken köpeklerin saldırdığı ve Odysseus’un 6 arkadaşı Stesios, Ormenios, Ankhimos, Ornytos, Sinopos ve Amphinomos’u parçalayıp yediği anlatılır.