Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, bugün ikinci duruşmasıyla devam eden Sinan Ateş davasını gündemine taşıdı. Sinan Ateş’in ailesi dahil toplumun davanın “sağlıklı” ilerlemesi yönünde kaygılar yaşadığını söyleyen Taşgetiren, “Ne demek “Bu dava sağlıklı ilerlemezse”…sözü? ‘MHP’nin Cumhur İttifakı’nın paydaşı olması bu davayı etkilerse’, demek… Mesela ‘Yargıda ve Emniyette MHP etkinliğinin bulunması bu davayı etkilerse…’ demek… Mesela ‘MHP’nin Cumhur İttifakı’ndan ayrılma ihtimali ve Ak Parti’nin iktidarı sürdürememe riski bu davayı etkilerse…’ demek…” dedi.
“Sinan Ateş’in katledilmesine kadar giden süreç nasıl işledi?” diyen Taşgetiren’in köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Belki de bunu bilmek o dünyada işlerin nasıl yürüdüğünü görmek bakımından çok hayati önem taşıyor.
Halktv. com tr’de dün İsmail Saymaz’ın bir yazısı çıktı. Orada önce MHP MYK üyesi, ardından Ülkü Ocakları genel başkanı olan ve Sinan Ateş cinayetinde de adı geçen Ahmet Yiğit Yıldırım’ın, 2019 seçimlerinde ‘Demokrat Ülkücüler’ adıyla Ekrem İmamoğlu’nu destekleyenlere yönelik tweetleri var. Birisinde şu ifadeler yer alıyor:
‘Kendisini Ülkücü olarak tanımlayarak, PKK sevici Ekrem Papazoğlu’na destek arayanlar er ya da geç Ülkücü adaletle tanışacaktır. Demokrat Ülkücüler adı altında namussuzluğa imza atanların sonu bellidir. Çakallara haddini bildiren Bozkurtlara bin selam…’
İkinci tweet daha saldırgan:
‘Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in ismini kullanarak, PKK işbirlikçilerine destek arayan bu hainleri unutmayacağız! Ya tam susturacağız ya kan kusturacağız!’
Yıldırım’ı kurtarmak için siyaset devreye girdi.
Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Şubat 2023’te kanun yararına bozma için Yargıtay 6. Ceza Dairesi’ne başvurdu.
Başvuruda, Yıldırım’ın savurduğu tehdidin ifade özgürlüğüne girdiği iddia edildi.
İşte, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yazısı:
‘Paylaşımın kışkırtıcı ve kaba olduğu, bazı ifadelerin meşru bir şekilde saldırgan olarak tanımlanabileceği varsayılsa bile, bu ifadelerin yine de somut olgusal ifadeler olmayıp değer yargılarından ibaret olduğunu gözlemlemiş olmakla, neticeten ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, dolayısıyla sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.’
‘Ya tam susturacağız ya kan kusturacağız’ cümlelerinin ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına sokulabildiği yargı süreçleri de var bu ülkede… Onun için ‘Bu dava sağlıklı ilerlemezse…’ gibi bir cümle ile girdim yazıya… ‘Ayşe Ateş’e 5 polis ve çelik yelekli koruma’ verilmesi boşuna değil. ‘Kadıncağız’ kelle koltukta bir adalet mücadelesi veriyor. Ayşe Ateş, Cumhurbaşkanı ile de görüşerek, aslında sorumluluğa yukardan aşağı herkesi dahil etmiş oldu. ‘Bu dava sağlıklı ilerlemezse…’ herkes bir yerden yara alacak. Bu kesin.
Bence herkes ‘Legal görünümlü illegal yapı’ konusu üzerinde yeniden bir düşünsün.”